ŞAM (SAN) – Enformasyon Bakanı Dr. Hamza Mustafa, Esed rejiminin çöküşünün ardından uluslararası medya kuruluşlarının Suriye’ye akın ettiğini belirterek, bu kuruluşların eşi benzeri görülmemiş bir özgürlük alanı ile bilgi ve hizmetlere geniş erişimden faydalandığını söyledi.
“Bu erişimin, objektif ve yapıcı bir gazeteciliğin gelişmesine katkı sağlamasını umuyorduk” diyen Bakan Mustafa, “Gerçek, ne yazık ki bunun tam tersini ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
Bakan Mustafa, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, uluslararası medyanın büyük bir kısmının yaptığı haberlerin oryantalist bir üslupla şekillendiğini ve bunun sistematik zaaflara yol açtığını kaydetti.
Bu zaafların çoğunlukla ön yargılı ideolojik tutumlardan kaynaklandığını vurgulayan Mustafa, “Hassas bir yandaşlıktan, gerekçesiz düşmanlığa kadar uzanan bir yelpazede haber yapıldı. Birçok gazeteci, Suriye bağlamının karmaşıklığını dikkatle dinlemek yerine, kendi ön kabullerini güçlendirmeye çalıştı. Enformasyon Bakanlığı’nın sunduğu tüm kolaylıklar ve çabalara rağmen bu durum göz ardı edildi,” dedi.
Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “Suriye hiçbir zaman mükemmel olduğunu iddia etmedi ve eksiklerini açıkça kabul etmektedir. Ancak daha geniş bir bağlamı görmezden gelmek ve dar anlatılara dayanmak, durumu daha adil, kapsamlı ve derinlemesine anlamaya yönelik her türlü samimi çabayı baltalamaktadır.”
Bakan Mustafa, özellikle endişe verici olanın bu medya kuruluşlarının geçmiş krizlerdeki haber başarısızlıklarından ders almamış olmaları olduğunu ifade ederek, “Uzlaşmacı bir ton veya dengeli bir yaklaşım benimsemeye pek istekli görünmüyorlar. Anın karmaşıklıklarını yansıtmak yerine, eski ‘oryantalist’ zihniyete sığınıyor ve bu söylemi sürdürmeye devam ediyorlar,” şeklinde konuştu.
Son olarak, gazeteciliğin özellikle tarihî geçiş dönemlerinde büyük bir sorumluluk taşıdığını vurgulayan Enformasyon Bakanı Mustafa, “Gazetecilik, gerçekle dürüstçe yüzleşme ve ön yargılardan uzak durarak hakikatlere açık olma sorumluluğunu taşır. Hazır kalıplara saplanmak, halklar ve anlatılar arasındaki uçurumu daha da derinleştirir,” ifadelerini kullandı.